Warning: Undefined array key 0 in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 32

Warning: Trying to access array offset on value of type null in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 32

Warning: Undefined array key 0 in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 33

Warning: Trying to access array offset on value of type null in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 33

Warning: Undefined array key 0 in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 34

Warning: Trying to access array offset on value of type null in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 34

Warning: Undefined array key 0 in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 35

Warning: Trying to access array offset on value of type null in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 35

Warning: Undefined array key 0 in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 36

Warning: Trying to access array offset on value of type null in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 36

Warning: Undefined array key 0 in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 54

Warning: Trying to access array offset on value of type null in /home/abckitap/public_html/halkbilimi/dergi-makale.php on line 54
www.halkbilimi.com - Satoğlu,Abdullah : "Karacao...

 
 

Karacaoğlanın Şiirinde Kayseri - Erciyes ve Çevresi

Bu Derginin Diğer Makaleleri

Satoğlu,Abdullah ; "Karacaoğlanın Şiirinde Kayseri - Erciyes ve Çevresi"; Eflatun ( Sanat-Fikir-Kültür-Aktüalite); Sayfa: 8

Yurdumuzun güney illerinde, özellikle Toros bölgeleirnde yaşadığı muhakkak olan, XVIII. yüzyılın ünlü halk şairi Karacaoğlan, şiirlerinin birçoğunda Kayseri-Eryices ve çevresinden bahseder :


Eryices'e yağan karlar
Seher ile göçen iller
Zamânede Elif derler
Bir küçücek gelin gördüm.

Eryices dendikçe aklına, yayla çiçeği kokuştu biricik Elif'i gelir, aşkından deli divane olduğu sevgilisinin hasretiyle yüreciği sızım sızım sızılar ve onu bulmak için düşer yollara :


Çıktım seyreyledim Niğde'yi Boru'u 
Acep gezsem mavi donlum varm’ola? 
Güzeller durağı Tokat, Engürü 
Acep gezsem mavi donlum varm’ola?

Mecliste içerler demi kanyadan 
Güzel esven muradalır dünyadan 
Kayseri'den, Karaman’dan, Konya’dan 
Acep gezsem mavi donlum varm’ola?

Böylece Karaman’dan, Konya’dan Kayseri'ye gelen Karacaoğlan, durur mu bir yerde, başlar bu defa da yaylaları, köyleri dolaşmağa... Ama Karacaoğlan bu, gönül bu, nerde bir güzel görse ona vurulur, ona destanlar düzer :


Karacaoğlan der, bu yer neresi 
Altunoluk, Pınarbaşı süresi 
İnce belde saçlarının turası 
Böyle selvi endam akla ziyandır.

Binboğa dağları, afşar aşiretleriyle birlikte, Dadaloğlu gibi Sailoğlu gibi, Cingözoğlu Seyit gibi, daha önceki devirlerde de Karaca-oğlan'a mesken ölmüş :


Karacaoğlan der bitirdim çağı
O yüce Binboğa, Bolkar’ın dengi
Soğanlı yücesi, koca Beydağı
Erciyes ulumuz, pirin var dağlar.

Ne var ki, sevgilisi uğruna nice nice yüce dağlar aşan Karacaoğlan'a bu defa da Zamantı ırmağı yol vermez :


Cebir elem şu dağların başından 
Avlıyalım kekliğinden kuşundan 
Zamantı ırmağından, Pınarbaşı'ndan 
Geçemem, artıyor figanım dağlar!

Sonra yine gezip dolaştığı yollar boyunca, gölde-gölekte, çeşme başında, kurnada güzeller görür :


Güzelim geziyor gölde gölekte 
Altın küpe şan veriyor kulakta 
Cennet-i âlâda, huri melekte 
Acep şu güzelin var mı bir eşi?

Sabahleyin su içerken kurnada
Bir eşini gören yoktur dünyada 
Kayseri’de, Karaman’da, Konya’da 
Acep şu güzelin var mı bir eşi?

Yazın yaylaya çıkıp, kışın sıcak bölgelere göçen Türkmen aşiretleri içinde yetişip büyümüş, onlarla yurdun çeşitli yörelerini dolaşmış olan Karacaoğlan, yayla güzel sevgilisini ba-zan bulur, bazan kaybeder. Tekrar köy köy, oba oba onu aramaya koyulur. Bir şiirinde:


Karacaoğlan budur halim
Neylemeli dünya halin?
Binboğa’dır benim ilim 
İlimden haberin var mı?

diyerek, Kayseri'ye bağlı Sarız İlçesinin hudutları içindeki Binboğa dağlarının kendisini yurt olduğunu kesinlikle belirtirse de, daldan dala uçan kuşlar gibi, da şiirlerinde birçok illerden, ilçelerden, köyler ve dağlardan dem vurmuştur.

Karacaoğlan'ın, yüzyıllardır halk ağzında dolaşan ve tazeliğini muhafaza eden "Erciyes" e dair şiiri, birçok araştırıcıların dahi dikkatinden kaçmış, Karacaoğlan'ın şiirlerini ihtiva eden bir kısım kitaplarla, antolojilerde yer almamıştır :


Yaz gelipte beş ayları doğunca
Akar boz - bulanık selin Erciyes.
Lâle, sümbül, mor menekşe dolunca
Kokar burcu burcu gülün Erciyes.

Alidağı, Erciyes'in eteği
Yiğitler yatağı, sümbül biteği
Yüce tepelerin afşar yatağı
Burcu burcu kokar gülün Erciyes.

Eksik olmaz yükseğinde dumanın 
Sümbüle karışmış çayır çimenin 
Yine geldi yaylıyacak zamanın 
Çekilip geliyor yelin Erciyes.

Erciyes dağının yüksektir dengi
Âb-ı zülâl gibi suyunun rengi
Sana da dokundu feleğin derdi 
Savruldu havaya külün Erciyes.

Yaz gelipte Afşar yatağı yaylarına göçtüğü, yüce tepelerinde soğuk soğuk sularını içtiği Erciyes'in, kışın soğuğuna dayanamıyan Karacaoğlan, Tekir Yaylasından Yahyalı’ya iner ve orgdan Maraş'a doğru dağ - tepe aşıp gider Elifin peşinden :


Uyuma hey deli gönül uyuma 
Yahyalı’dan aşan, evler görünür, 
Sıvamış kolların hep samur giymiş
Maraş'ın arkası dağlar görünür...







Arama

Bizi Destekleyenler

.