Su Dergisi, Mart 1961, Sayı:2, Sayfa:6

Sanatçı Sanatını Nasıl Öldürür

Yazan: Sabih Şendil

Bilmem okudunuz mu? Günümüzün değerli düşünürlerinden Sebahattin Eyüboğlu yeni bir eser yayınlardı: "Mavi ve Kara" Çeşitli toplum sorunlarına ışık tutan bu eserde kitaba adını veren yazı bütün sanatçıları ilgilendiriyor. Sebahattin Eyüboğlu şunları demiş kısaca: Sanata mavi rengi, parayada kara rengi verdiğimizi düşünelim, nezaman kara ağır basarak maviyi örterse, yani sanatçı sanatını ikinci plana atarak para hırsına kapılırsa, o sanatından hayır gelmez artık. Bütün çabası boşunadır o sanatçının.

Ne kadar doğru söylemiş Eyüboğlu. Bakıyorum, çevremiz para hırsına kapılmış yazarlarla dolu. Kara renk bürümüş gözlerini. Nerdeyse maviyi hiç görmez olacaklar. Hani renk körlüğü denen bir hastalık vardır ya onun gibi birşey.

Örneğin bir Orhan Kemal geliyor aklıma. Hani şu bir zamanın güçlü yazarı "Baba Evi"ni, "Avare Yıllar"ı, "Murtaza"yı, "Bereketli Topraklar üzerinde" yi kaleme alan sanatçı; şimdi bakıyorum da eski Orhan Kemal' le yenisi arasında dağlar kadar fark var. Nerede eski yazdıkları, nerede şimdikiler. Çalakalem yazıp duruyor aklına ne gelirse. Anlaşılan bir para hırsıdır almış pençesine sanatçıyı. Çok kazanacağım diye sanatını ikinci plana atmış. Hangi dergiyi, hangi gazeteyi açsanız Orhan Kemal gibi çıkıyor karşınıza. Hele Orhan Kemal gibi bir sanatçının baldır-bacak dergilerinde arz-ı endam etmesi ne acı. Peki ama diyeceksiniz, bilmiyorum, hayatını para kazanmak için ne yapsın sanatçı? Ne mi yapsın, bir günlük gazetede fıkralar yazsın, gerekirse musahhihlik yapsın ama, baldır-bacak dergilerinde karşımıza çıkmasın.

Düşünüyorum da Sebahattin Eyüboğlu' na yerden göğe kadar hak vermemek elimden gelmiyor.Sevdiğimiz yazarları bir düşünün, onları getirin aklınıza. Bir Memeh Fuat, bir Behçet Necatigil, bir Samim Kocagöz sayfaları çıplak kadın resimleriyle, şımarık şarkıların sözümona röportajlarıyla dolu bir dergide çıksalar karşımıza, okur musunuz o yazarları? Eminim ki okumazsınız. Zaten almasdınız bile o dergileri. Varlık, Yelken, Demet, Yeditepe, Öağrı, Forum, Türk-Dili gibi dergileri okuyanlar okur mu hiç o dergileri? Okumazlar tabi. Doğrusuda budur zaten. Dikkat ettim çocuklar bile böyle düşünüyor. "Doğan Kardeş" gibi kaliteli çocuk dergisini okumaya alışanlar kovboy hikayeleri ve gangster romanlarıyla dolu zararlı dergilerin yüzüne bir bakmıyorlar. Ama gel de bunu gözünü para hırsı bürümüş yazarlara anlat. Çocuklar kadar olsun düşünemiyorlar. Doğru yolu göremiyorlar bir türlü.

Çok önemli bir konuyu ele almış Sabahattin Eyüboğlu. Sanatçının herşeyden önce sanatını düşünmesi, paraya kapılmaması gerekmektedir. Mavi renk her zaman karaya üstün gelecek, kara renk öremiyecek maviyi. Aksi halde sanatçı bir çıkmaza girecektir. Çıkmaza girmesi ise sanatçının sanatını öldürmesi demektir zaten. MAhvolması demektir.

Sanatçıların sanatlarına gereken önemi vermeleri, kendilerine kişiliklerini sağlayan eski eserlerşne olsun saygı göstererek, gelişigüzel yazılar yazmaktan kaçınmaları baçlıca görevleri olmalıdır. Çünkü sanatçı, kendini değil, toplumun sözcüsüdür. Topluma malolmuş eserler veren bir sanatçının ise hiçbir zaman sanatını öldürmeye hakkı yoktur. Olmamalıdır da.